Giriş yap
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Kimler hatta?
Toplam 31 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 31 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 286 kişi Ptsi Ekim 07, 2024 11:38 pm tarihinde online oldu.
FİLİSTİN'DE SİVİL OLMAK, TUZLA'DA İŞÇİ OLMAK
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
FİLİSTİN'DE SİVİL OLMAK, TUZLA'DA İŞÇİ OLMAK
FİLİSTİN'DE SİVİL OLMAK, TUZLA'DA İŞÇİ OLMAK
Dünya üzerindeki bütün varlığı biz insanlar; emrimize amade olmaları için adeta bütün varlığa bir köle gözüyle bakıyor, bir kralın amirane tavrıyla hükmetmeye çalışıyoruz.Bu tutumumuzun etik olarak ne kadar doğru olduğunu bir 'karıncayı incitmeyecek kadar merhametli' biz insanların yeniden düşünmesi gerekiyor sanırım. Yapılan bunca yenilik, keşfedilen bunca buluş, gelişen bu muazzam teknolojinin amacının insan olduğu belirtiliyor. Bunca tahribat, bunca yıkım, bunca kıyım, insana kaliteli hizmet adı altında meşru gösterilmek isteniyor.
İyi de ama hangi insana? Sırf birkaç aç gözlü kadının göğsünde bir iki parça parlak taş parıldasın diye katledilen yüz binlerce kara tenli insanlara mı? Neler hissettiği kimsenin umurunda olmayan, çaresizlikten ve kimsesizlikten kara tenlerini sineklerin mesken tuttuğu yetim çocuklara mı? Demokrasi getireceğiz diye memleketlerinin bütün hapishanelerini azıcık özgürlüğü olan babalarla dolduran diyarlarda yaşayan insanlara mı? Bir kısmı yatlarda tatil yapıp kahkahaları yeri göğü inletirken; bir kısmını, yatlardaki kahkahalar susmasın diye elinden aldığımız pırıl pırıl bakışlara mı? Belki maddenin insana yararlı olması için kullanılması doğru bir davranış. Belki insan olarak bir kısmımızın para kazanması karşısında, bir kısmımızın çalışması normal bir durum. Ama aracı amaçlaştıran bu bencil zihniyetli açlar sayesinde doğa sadece kullanılmıyor. Büyük bir yıkıma tabi tutuluyor. Ekonomik güce sahip ve çoğu hasta ruhlu olan kendini liberal diye tanıtıp emperyalizmin en dehşet verici şeklini uygulayan bir kısım merhametten yoksun vicdansız; geride kalanları sadece çalıştırmıyor; yeri geldiğinde bir soykırım işleyecek kadar canavarlaşmaktan da geri kalmıyorlar. Daha modern bir insan topluluğu oluşturmaya çalıştığımız şu koca kara üzerinde insanların 2/3 açlık sınırında.
İnsanların çoğu çalışıyor hem de ölümüne çalışıyor. Dengeli bir dünya hayaliyle yanıp tutuşarak çıktığımız bu yolda dengesizlik gittikçe artıyor. Kefenin bir tarafı gittikçe azalıyor. Bir tarafı da gün be gün arttıkça artıyor. Ama enteresan olan kefenin bir tarafındaki bir avuç vicdansız daha ağır basıyor, sayıları azaldıkça daha bir ağırlaşarak dengesizliği artırıyorlar.
Dünya genelinde başlamak üzere bu durum yukarıdan aşağıya doğru hep böyledir. Büyükten küçüğe doğru bu gerçek hiç üslubunu bozmuyor. Dünya ele alınacak olursa dünyanın onda dokuzu sayısı çok az olan işkembesi dolu onda birlik kısma çalışıyor. Herhangi bir ülke için de bu böyledir. Metropoldeki bir avuç duygusuza çalışır taşranın çoğu. Bunu alıp şehre, kasabaya, köye vurun durum yine aynıdır ve bunun istisnası hemen hemen yoktur.İnsana olan düşkülüğümüzle övünen bizim Anadolu’muzda da maalesef durum böyle. Aslında her gün sokaklarda bunu ispatlayacak o kadar çok manzara görüyoruz ki bir örneğe ihtiyacımız kalmıyor.
Ama bir sembol olması bakımından Tuzla katliamları bunun en iyi örneği yıllardır oluyordu, şimdide oluyor ve muhtemelen de bir zaman kadar bu böyle devam edecek. Bir insan hayatını mezbahanede kesilen bir kurbandan farksız görenlerin yaptıkları katliam değil de nedir? Hiçbir gün yoktur ki gazetelerin sayfaları arasında Filistin’den Irak’tan daha bilmem nerelerden yaşanan ölümlerle ilgili haberler olmasın. O kadar çok ki buna alıştık artık. Onlar için haber olarak ayrılan köşe çukura düşmüş bir kediyi kurtarmayla ilgili yapılan haberden daha az yer tutuyor. Bazen bir televizyon programında, bazen sokaklara dökülerek, bazen oturduğumuz yerde sinirlenerek yıllardır haksız yere katledilen Filistinlilerin ölümüne tepki gösterisinde bulunuyoruz. Çoğu zaman yapmacık ya da çoğu zaman bir anlık duygular olmaktan öteye gitmiyor bu davranışlarımız. Hatta bazen tenleri kara diye acımıyoruz bile bir kısım insanlara. Ancak dramatize edilmiş bir Hollywood filminde kabarıyoruz azIcık duygularımız. Bilmiyoruz ki ya da idrak edemiyoruz bu gerçeği bir türlü. İnsana insan olduğu için değer verilir. Can taşıdığı için değer verilir. Nerde olursa olsun. Nerede canı incitilirse incitilsin bunun hiçbir önemi yoktur. Tek suçu Filistinli olan bir babanın soğuk cesedinin ardından bakan bir çocuktan farksızdır akşam babasını eve ekmekle dönmesini bekleyen,ama bir anda annesinin feryatlarıyla kuşatılan bir Tuzla işçisinin oğlu. Çünkü ikisi de nedensiz ölmüştür. İkisi de başkaları kazansın diye ölmüştür. Biri kendilerini dünyanın efendisi kabul eden batının oyunu için, biri de İstanbul’un bilmem hangi zengin semtinde oturan tek gayesi para olan insan sevgisinden yoksun biri için ölmüştür.
İnsan hayatını bu kadar basite alan zenginlerimiz; bir ölüm, bir savaş karşısında yinede en fazla tepkiyi onlar vermektedir. İnsan hayatını bu kadar hafife alan insanlarımızın hayat tarzı da bu kadar tutarsızdır maalesef. Sokakta patlayan bombanın öldürdüğü can kadar masumdur Tuzla’da ölen işçi. Bir İsrail askerinin silahından çıkan kurşuna hedef olan siville aynı nedene kurbandır tuzladaki baba. Filistinli bir sivil olmak,Tuzla'da işçi olmakla aynı şeydir. İkisi de bir hiçe kurban gitmiştir. Kendileriyle beraber bir hiçtirler boynu bükükler, babasız yetimler, kimsesiz anneler…
Mevlüt karakaplan 14.08.2008
Dünya üzerindeki bütün varlığı biz insanlar; emrimize amade olmaları için adeta bütün varlığa bir köle gözüyle bakıyor, bir kralın amirane tavrıyla hükmetmeye çalışıyoruz.Bu tutumumuzun etik olarak ne kadar doğru olduğunu bir 'karıncayı incitmeyecek kadar merhametli' biz insanların yeniden düşünmesi gerekiyor sanırım. Yapılan bunca yenilik, keşfedilen bunca buluş, gelişen bu muazzam teknolojinin amacının insan olduğu belirtiliyor. Bunca tahribat, bunca yıkım, bunca kıyım, insana kaliteli hizmet adı altında meşru gösterilmek isteniyor.
İyi de ama hangi insana? Sırf birkaç aç gözlü kadının göğsünde bir iki parça parlak taş parıldasın diye katledilen yüz binlerce kara tenli insanlara mı? Neler hissettiği kimsenin umurunda olmayan, çaresizlikten ve kimsesizlikten kara tenlerini sineklerin mesken tuttuğu yetim çocuklara mı? Demokrasi getireceğiz diye memleketlerinin bütün hapishanelerini azıcık özgürlüğü olan babalarla dolduran diyarlarda yaşayan insanlara mı? Bir kısmı yatlarda tatil yapıp kahkahaları yeri göğü inletirken; bir kısmını, yatlardaki kahkahalar susmasın diye elinden aldığımız pırıl pırıl bakışlara mı? Belki maddenin insana yararlı olması için kullanılması doğru bir davranış. Belki insan olarak bir kısmımızın para kazanması karşısında, bir kısmımızın çalışması normal bir durum. Ama aracı amaçlaştıran bu bencil zihniyetli açlar sayesinde doğa sadece kullanılmıyor. Büyük bir yıkıma tabi tutuluyor. Ekonomik güce sahip ve çoğu hasta ruhlu olan kendini liberal diye tanıtıp emperyalizmin en dehşet verici şeklini uygulayan bir kısım merhametten yoksun vicdansız; geride kalanları sadece çalıştırmıyor; yeri geldiğinde bir soykırım işleyecek kadar canavarlaşmaktan da geri kalmıyorlar. Daha modern bir insan topluluğu oluşturmaya çalıştığımız şu koca kara üzerinde insanların 2/3 açlık sınırında.
İnsanların çoğu çalışıyor hem de ölümüne çalışıyor. Dengeli bir dünya hayaliyle yanıp tutuşarak çıktığımız bu yolda dengesizlik gittikçe artıyor. Kefenin bir tarafı gittikçe azalıyor. Bir tarafı da gün be gün arttıkça artıyor. Ama enteresan olan kefenin bir tarafındaki bir avuç vicdansız daha ağır basıyor, sayıları azaldıkça daha bir ağırlaşarak dengesizliği artırıyorlar.
Dünya genelinde başlamak üzere bu durum yukarıdan aşağıya doğru hep böyledir. Büyükten küçüğe doğru bu gerçek hiç üslubunu bozmuyor. Dünya ele alınacak olursa dünyanın onda dokuzu sayısı çok az olan işkembesi dolu onda birlik kısma çalışıyor. Herhangi bir ülke için de bu böyledir. Metropoldeki bir avuç duygusuza çalışır taşranın çoğu. Bunu alıp şehre, kasabaya, köye vurun durum yine aynıdır ve bunun istisnası hemen hemen yoktur.İnsana olan düşkülüğümüzle övünen bizim Anadolu’muzda da maalesef durum böyle. Aslında her gün sokaklarda bunu ispatlayacak o kadar çok manzara görüyoruz ki bir örneğe ihtiyacımız kalmıyor.
Ama bir sembol olması bakımından Tuzla katliamları bunun en iyi örneği yıllardır oluyordu, şimdide oluyor ve muhtemelen de bir zaman kadar bu böyle devam edecek. Bir insan hayatını mezbahanede kesilen bir kurbandan farksız görenlerin yaptıkları katliam değil de nedir? Hiçbir gün yoktur ki gazetelerin sayfaları arasında Filistin’den Irak’tan daha bilmem nerelerden yaşanan ölümlerle ilgili haberler olmasın. O kadar çok ki buna alıştık artık. Onlar için haber olarak ayrılan köşe çukura düşmüş bir kediyi kurtarmayla ilgili yapılan haberden daha az yer tutuyor. Bazen bir televizyon programında, bazen sokaklara dökülerek, bazen oturduğumuz yerde sinirlenerek yıllardır haksız yere katledilen Filistinlilerin ölümüne tepki gösterisinde bulunuyoruz. Çoğu zaman yapmacık ya da çoğu zaman bir anlık duygular olmaktan öteye gitmiyor bu davranışlarımız. Hatta bazen tenleri kara diye acımıyoruz bile bir kısım insanlara. Ancak dramatize edilmiş bir Hollywood filminde kabarıyoruz azIcık duygularımız. Bilmiyoruz ki ya da idrak edemiyoruz bu gerçeği bir türlü. İnsana insan olduğu için değer verilir. Can taşıdığı için değer verilir. Nerde olursa olsun. Nerede canı incitilirse incitilsin bunun hiçbir önemi yoktur. Tek suçu Filistinli olan bir babanın soğuk cesedinin ardından bakan bir çocuktan farksızdır akşam babasını eve ekmekle dönmesini bekleyen,ama bir anda annesinin feryatlarıyla kuşatılan bir Tuzla işçisinin oğlu. Çünkü ikisi de nedensiz ölmüştür. İkisi de başkaları kazansın diye ölmüştür. Biri kendilerini dünyanın efendisi kabul eden batının oyunu için, biri de İstanbul’un bilmem hangi zengin semtinde oturan tek gayesi para olan insan sevgisinden yoksun biri için ölmüştür.
İnsan hayatını bu kadar basite alan zenginlerimiz; bir ölüm, bir savaş karşısında yinede en fazla tepkiyi onlar vermektedir. İnsan hayatını bu kadar hafife alan insanlarımızın hayat tarzı da bu kadar tutarsızdır maalesef. Sokakta patlayan bombanın öldürdüğü can kadar masumdur Tuzla’da ölen işçi. Bir İsrail askerinin silahından çıkan kurşuna hedef olan siville aynı nedene kurbandır tuzladaki baba. Filistinli bir sivil olmak,Tuzla'da işçi olmakla aynı şeydir. İkisi de bir hiçe kurban gitmiştir. Kendileriyle beraber bir hiçtirler boynu bükükler, babasız yetimler, kimsesiz anneler…
Mevlüt karakaplan 14.08.2008
mevlüt karakaplan- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 37
Nerden : bitlis
durmak yok yoruma devam
yazılarınızı merakla takip ediyorum çok önemli konulara değiniyorsunuz durmak yok yola devam
h-akan55- Mesaj Sayısı : 1
Geri: FİLİSTİN'DE SİVİL OLMAK, TUZLA'DA İŞÇİ OLMAK
değerli okuyucum hakan. öncelikle takdir ve beğenileriniz için teşekkür ediyorum ama böyle umumi bir sitede ve objektif olmaya çalışırken durmak yok yola dem-vam gibi siyasi bir partiye ait propaganda lafları kullanarak bizi taraf tutmuş gibi bi izlenime sebebiyet veriyorsunuz.biz bir grubun yada bir partinin yansıması olarak çıkmadık bu meydana . bu durum bireysel hayatta yaşana bilir ama sadece orda kalır. herkes bizi aalaya bilmeli ki biz herkesi anlaya bilelim. o yüzden öncelikle biz taraf olmadan herkesi dinleye bilmeliyiz ki insanlarda bizi dinlesin. düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için teşeşkkür ediyorum ve eleştrilerinizin devamını bekliyorum. saygılarımla. mevlüt
mevlüt karakaplan- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 37
Nerden : bitlis
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Ocak 30, 2012 12:40 am tarafından mustim5516
» Kolombiyalı İntikam Meleği: Colombiana 2011 Türkçe Dublaj BRRip Full indir
Ptsi Ocak 30, 2012 12:35 am tarafından mustim5516
» Comprare Viagra. posologia viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 4:25 pm tarafından Misafir
» Acquisto Viagra. opinioni cialis viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 12:26 pm tarafından Misafir
» Acquistare Viagra. acquistare sildenafil viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 5:07 am tarafından Misafir
» Bible students dating teachers. Online personals dating chemistry relationships.
Çarş. Ağus. 03, 2011 11:32 pm tarafından Misafir
» Oral Lab Drug Testing
Çarş. Ağus. 03, 2011 8:25 pm tarafından Misafir
» fish oil concentrate benefits
Çarş. Ağus. 03, 2011 3:02 pm tarafından Misafir
» More as chintzy as files
Çarş. Ağus. 03, 2011 12:46 am tarafından Misafir