Giriş yap
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Kimler hatta?
Toplam 30 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 30 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 286 kişi Ptsi Ekim 07, 2024 11:38 pm tarihinde online oldu.
MODERNİZMİN GELENEKLE ENTEGRASYONU
1 sayfadaki 1 sayfası
MODERNİZMİN GELENEKLE ENTEGRASYONU
MODERNİZMİN GELENEKLE ENTEGRASYONU
Bir taraftan üzerine her gün bir yenisini eklediğimiz teknolojik yenilikler bir taraftan da bunun bir getirisi olarak özellikle bilişimle ortaya çıkan bu gelişmelere has yeni davranış biçimleri. Özellikle akademik çevrenin üzerinde fazlaca durduğu bu konu ileriye dönük bir problemin sebebi olacak mahiyette bir mesele. Değişimin gelişmenin dünya tarihinde hiç bu kadar baş döndürücü şekilde gelişmediği 21.yy aynı zamanda büyük kuşak çatışmasına da sahne oluyor. Bu durum bize anormal bir sosyal değişimin sembolik bir örneğini gösteriyor aynı zamanda. Sosyal durumlarla alakalı değişimlerin net bir başlangıcı yoktur. Belli bir ayı, yılı yoktur. Kendini göstermeden başlar ve ancak uzun bir süreçten sonra geriye dönüp baktığımızda görebiliriz bu sosyolojik değişimi. Zaten bu yüzden de adı olay değil olgudur. Bir bıçakla kesilmiş gibi önceki yapıyla kopmazlar. Bu bilinen gerçeği tekrarlamaktan maksadım bunu hatırlatıp bu zaviyeden yaşanan değişimin hızını anlatabilmektir.
“Bütün yollar Roma’ya çıkar.” Az buçuk görüp okuyan herkes bu lafı duymuştur sanırım. Doğru! O dönem için bütün yollar büyük bir coğrafyaya yayılması ve büyük bir medeniyete sahip olması nedeniyle Roma’ya çıkardı. Ama bana göre artık bütün yollar küreselleşmeye çıkıyor. Hangi toplumsal olay irdelenirse irdelensin, hangi sosyolajik değişime bakılırsa bakılsın; görülecektir ki hepsinin ucu bir yerde hatta büyük bir oranda küreselleşmeye dokunur. Bırakın toplumu bu etkinin izleri ferdi hayatta bile ciddi bir şekilde görülebilir. İşin özü münferit bir hayatımız yok artık. O kadar çok başkasıyız ki; kendimiz olarak yaşamayı bilmiyoruz neredeyse bir Türk o kadar çok Amerikalı ki ve bir Amerikalı o kadar çok Türk ki; bireysel değer ve davranışlar, ayrımın farkına varabilmek için bir ölçüt olma özelliğini taşımıyor artık. Kültürel anlamda ferdi davranışlarımız bizi başkalarından başkalarını da bizden ayırt edemez boyutta şu anda. Bu açıklamalar kısmen de olsa değişme biçiminin bile değiştiğine açıklama olmuştur sanırım.
Yukarıda büyük bir hızla yaşanan büyük bir değişimden bahsetmiştik 21. yy belki de bu yüzden en değişik asır olma özelliğine sahiptir. Yukarıda da ifade etiğim gibi sosyolojik değişimlerin belli bir başlangıcı yoktur. Hatta bu değişimin başlangıcı belirli bir aralıktaki 10 yıl bile değildir. Başlangıçları bu denli belirsizdir. 21. yy. ın farklı oluşunun nedeni de tam bu özellikten kaynaklanmaktadır. Kendine ait yeni bir tarz ve adı olan bu asır, değişim biçimiyle de geleneksel değişimden ayrılıyor. Tam olarak net bir günü başlangıç noktası olmasa da geriye dönüp bakıldığında, değişimin yaklaşık olarak ne zaman başladığının farkına varılabilir. İşte bu değişim 21. yy’ın bir kuşak çatışmasına sahne olmasının sebebidir. İçerisinde bilişimin başlayıp geliştiği 21. yy'da gerçektende bütün yollar küreselleşmeye çıkıyor. Yapılan her aktivitenin, söylenen her sözün, yenilen her yemeğin hatta yazılan şiir ve yazıların dahi Küreselleşmeden etkilendiği alenen gözler önünde.
Gelenekle yenilik arasındaki mücadelelerde tarih boyunca üstünlüğü gelenek sağlamıştır. Tabi olduğu haliyle değil. Her ne kadar çok az obir değişmek yenilik gibi görülse de asıl yenilik köklü değişikliktir. bazen geleneğe karşı çıkışıyla üç-beş yeni kişi sivrilip göze çarpsa da sonraları geleneksel konjoktöre boyun eğmek olmuştur akıbetleri. Bu durum ancak yenilik taraflarının fazlalaşmasıyla değişebilirdi. İşte 21. yy'i diğer zaman dilimlerinde ayıran önemli bir nokta da budur. Asıl konumuz olan kuşak çatışmasının sebepleri de bunlardır. İletişimle, özellikle internetle, bu çatışmanın hızlanması iyice pekişmiştir. Bu çatışmanın en iyi örneklerini göreceğimiz güzel Anadolu’da gelenek ve yenilik; ya da bir önceki ve şimdiki nesil arasındaki çizgi o kadar belirgindir ki: çocuk ebeveyninden utanır, ebeveyn asırdan utanır. Hayatı boyunca daha bir kere olsun köyünden dışarı çıkmamış bir babanın evine televizyonun gelmesi, internetin girmesi, çocuğu anne babanın kontrolünden çıkarır; adeta popülerizmin çocuğu yapar. Her şeyden haberi olan her yeniliği birebir ve görsel olarak takip edebilen bu yeni nesli annesi babası anlamayarak beklentilerine cevap veremeyecek, yeni heyecanlar yaşamasında etkili olamayacaklardır. Aynı şekilde çocuk uzun vadede aşama aşama görmesi gereken şeylerin hepsini aniden göreceği için ebeveynin kendisinden beklediklerini anlayamayacak ebeveynin geçtiği evrelerden geçmediği için beklentilere karşılık vermeyecektir. Hatta daha da kötüsü anne babasını kendisini anlamadığını düşünecektir. İşte böyle bir ortam da, tam bir kuşak çatışması ortamına dönecektir. İlk bakışta bütün bu farklılıklar, ayrılıklar büyük hüsranlara sebep olacakmış gibi gözüküyor, ki belli bir süre bu hüsranlar yeterli oranda yaşandı, sosyolojinin yetersizliği, toplumu bireyden bağımsız incelemesi yüzünden bu durumun böyle devam etmeyeceğini gördük. Zaten işin asıl sevindirici yönü bu çatışma geleneği bile fazla direnemedi ve yeni bir değişime yerini bıraktı. Gelenekçiler her geçen gün yenileşmenin gerekliliğini biraz daha anladılar. Ama asıl büyük adımı yeni nesil attı modernizm ile geleneği, iki kutup kadar birbirine zıt bu iki ayrı rengi birleştirmede büyük başarı gösteriyor yeni nesil. Beyazla siyahın ortasını buldu insanlık.Griye boyandı her taraf. Sanırım post modernizmin tanımı da bu şekilde yapılacaktır ileride “değişmeyen tek şey değişmektir” hakikatini bu entegrasyon gayet güzel bir şekilde ispatlıyor.
Dünya milletleri, kültürleri, ekonomileri entegre olduğu gibi, kuşaklar da bu entegreye tabi tutuldu. Askerdeki torunuyla MSN de görüntülü olarak konuşan bir babaanne bunun ispati değil mi? Modernizmle başlayan ve gelenekle hiçbir bağı olmayan yeni kültürel davranışların da bu entegrasyondan geçmesi yine bu kuşak çatışmasının dindiğinin göstergelerinden biri. Rock, pop, vb… gibi modernizmin meyvesi olan tarzların gelenekle birleştiğini gösterecek kareler artık çok fazla. Tutuculuk yeni nesli yeni şeyler yapmaktan alıkoyardı bir zamanlar ve aynı tutucu zihniyet bu kısıtlama davranışından dolayı yeni nesli kendinden uzaklaştırdı epeyce. Bunları yaşadık; ama başında takke Rap yapan yeni nesiller türedi. Papazlar dini ayinlerde bilgisayar kullanmaya başladılar. İmamlar camilerde futbol takımları kurmaya başladılar. Gelenekçi yazarlar araştırmalarını Google’den yapar oldular ve yazılarını dakttilo yerine bilgisayardan yazmaya başladılar. Artık yeni nesil tatmin olmak için yeni yeni ritüeller uydurmuyor. Yeniyi ve eskiyi birleştiriyor. Gri renge boyanıyor modernizm. Modernizm le gelenek entegre oluyor. Sanırım olması gereken de bu. Bekleyip durduğumuz buydu yıllardan beri. Tabi bu durum beraberinde uyduruk bir yaşam tarjı getirmemeli.Kuşakları yeniden birbirine kenetleyecek ılımlı bir sistem şeklende yapılmalı. Yoksa değerlerimizi de kaybederiz, kültürel birikimlerimizi de kaybederiz ve yeni nesli de büsbütün kaybederiz…
Bir taraftan üzerine her gün bir yenisini eklediğimiz teknolojik yenilikler bir taraftan da bunun bir getirisi olarak özellikle bilişimle ortaya çıkan bu gelişmelere has yeni davranış biçimleri. Özellikle akademik çevrenin üzerinde fazlaca durduğu bu konu ileriye dönük bir problemin sebebi olacak mahiyette bir mesele. Değişimin gelişmenin dünya tarihinde hiç bu kadar baş döndürücü şekilde gelişmediği 21.yy aynı zamanda büyük kuşak çatışmasına da sahne oluyor. Bu durum bize anormal bir sosyal değişimin sembolik bir örneğini gösteriyor aynı zamanda. Sosyal durumlarla alakalı değişimlerin net bir başlangıcı yoktur. Belli bir ayı, yılı yoktur. Kendini göstermeden başlar ve ancak uzun bir süreçten sonra geriye dönüp baktığımızda görebiliriz bu sosyolojik değişimi. Zaten bu yüzden de adı olay değil olgudur. Bir bıçakla kesilmiş gibi önceki yapıyla kopmazlar. Bu bilinen gerçeği tekrarlamaktan maksadım bunu hatırlatıp bu zaviyeden yaşanan değişimin hızını anlatabilmektir.
“Bütün yollar Roma’ya çıkar.” Az buçuk görüp okuyan herkes bu lafı duymuştur sanırım. Doğru! O dönem için bütün yollar büyük bir coğrafyaya yayılması ve büyük bir medeniyete sahip olması nedeniyle Roma’ya çıkardı. Ama bana göre artık bütün yollar küreselleşmeye çıkıyor. Hangi toplumsal olay irdelenirse irdelensin, hangi sosyolajik değişime bakılırsa bakılsın; görülecektir ki hepsinin ucu bir yerde hatta büyük bir oranda küreselleşmeye dokunur. Bırakın toplumu bu etkinin izleri ferdi hayatta bile ciddi bir şekilde görülebilir. İşin özü münferit bir hayatımız yok artık. O kadar çok başkasıyız ki; kendimiz olarak yaşamayı bilmiyoruz neredeyse bir Türk o kadar çok Amerikalı ki ve bir Amerikalı o kadar çok Türk ki; bireysel değer ve davranışlar, ayrımın farkına varabilmek için bir ölçüt olma özelliğini taşımıyor artık. Kültürel anlamda ferdi davranışlarımız bizi başkalarından başkalarını da bizden ayırt edemez boyutta şu anda. Bu açıklamalar kısmen de olsa değişme biçiminin bile değiştiğine açıklama olmuştur sanırım.
Yukarıda büyük bir hızla yaşanan büyük bir değişimden bahsetmiştik 21. yy belki de bu yüzden en değişik asır olma özelliğine sahiptir. Yukarıda da ifade etiğim gibi sosyolojik değişimlerin belli bir başlangıcı yoktur. Hatta bu değişimin başlangıcı belirli bir aralıktaki 10 yıl bile değildir. Başlangıçları bu denli belirsizdir. 21. yy. ın farklı oluşunun nedeni de tam bu özellikten kaynaklanmaktadır. Kendine ait yeni bir tarz ve adı olan bu asır, değişim biçimiyle de geleneksel değişimden ayrılıyor. Tam olarak net bir günü başlangıç noktası olmasa da geriye dönüp bakıldığında, değişimin yaklaşık olarak ne zaman başladığının farkına varılabilir. İşte bu değişim 21. yy’ın bir kuşak çatışmasına sahne olmasının sebebidir. İçerisinde bilişimin başlayıp geliştiği 21. yy'da gerçektende bütün yollar küreselleşmeye çıkıyor. Yapılan her aktivitenin, söylenen her sözün, yenilen her yemeğin hatta yazılan şiir ve yazıların dahi Küreselleşmeden etkilendiği alenen gözler önünde.
Gelenekle yenilik arasındaki mücadelelerde tarih boyunca üstünlüğü gelenek sağlamıştır. Tabi olduğu haliyle değil. Her ne kadar çok az obir değişmek yenilik gibi görülse de asıl yenilik köklü değişikliktir. bazen geleneğe karşı çıkışıyla üç-beş yeni kişi sivrilip göze çarpsa da sonraları geleneksel konjoktöre boyun eğmek olmuştur akıbetleri. Bu durum ancak yenilik taraflarının fazlalaşmasıyla değişebilirdi. İşte 21. yy'i diğer zaman dilimlerinde ayıran önemli bir nokta da budur. Asıl konumuz olan kuşak çatışmasının sebepleri de bunlardır. İletişimle, özellikle internetle, bu çatışmanın hızlanması iyice pekişmiştir. Bu çatışmanın en iyi örneklerini göreceğimiz güzel Anadolu’da gelenek ve yenilik; ya da bir önceki ve şimdiki nesil arasındaki çizgi o kadar belirgindir ki: çocuk ebeveyninden utanır, ebeveyn asırdan utanır. Hayatı boyunca daha bir kere olsun köyünden dışarı çıkmamış bir babanın evine televizyonun gelmesi, internetin girmesi, çocuğu anne babanın kontrolünden çıkarır; adeta popülerizmin çocuğu yapar. Her şeyden haberi olan her yeniliği birebir ve görsel olarak takip edebilen bu yeni nesli annesi babası anlamayarak beklentilerine cevap veremeyecek, yeni heyecanlar yaşamasında etkili olamayacaklardır. Aynı şekilde çocuk uzun vadede aşama aşama görmesi gereken şeylerin hepsini aniden göreceği için ebeveynin kendisinden beklediklerini anlayamayacak ebeveynin geçtiği evrelerden geçmediği için beklentilere karşılık vermeyecektir. Hatta daha da kötüsü anne babasını kendisini anlamadığını düşünecektir. İşte böyle bir ortam da, tam bir kuşak çatışması ortamına dönecektir. İlk bakışta bütün bu farklılıklar, ayrılıklar büyük hüsranlara sebep olacakmış gibi gözüküyor, ki belli bir süre bu hüsranlar yeterli oranda yaşandı, sosyolojinin yetersizliği, toplumu bireyden bağımsız incelemesi yüzünden bu durumun böyle devam etmeyeceğini gördük. Zaten işin asıl sevindirici yönü bu çatışma geleneği bile fazla direnemedi ve yeni bir değişime yerini bıraktı. Gelenekçiler her geçen gün yenileşmenin gerekliliğini biraz daha anladılar. Ama asıl büyük adımı yeni nesil attı modernizm ile geleneği, iki kutup kadar birbirine zıt bu iki ayrı rengi birleştirmede büyük başarı gösteriyor yeni nesil. Beyazla siyahın ortasını buldu insanlık.Griye boyandı her taraf. Sanırım post modernizmin tanımı da bu şekilde yapılacaktır ileride “değişmeyen tek şey değişmektir” hakikatini bu entegrasyon gayet güzel bir şekilde ispatlıyor.
Dünya milletleri, kültürleri, ekonomileri entegre olduğu gibi, kuşaklar da bu entegreye tabi tutuldu. Askerdeki torunuyla MSN de görüntülü olarak konuşan bir babaanne bunun ispati değil mi? Modernizmle başlayan ve gelenekle hiçbir bağı olmayan yeni kültürel davranışların da bu entegrasyondan geçmesi yine bu kuşak çatışmasının dindiğinin göstergelerinden biri. Rock, pop, vb… gibi modernizmin meyvesi olan tarzların gelenekle birleştiğini gösterecek kareler artık çok fazla. Tutuculuk yeni nesli yeni şeyler yapmaktan alıkoyardı bir zamanlar ve aynı tutucu zihniyet bu kısıtlama davranışından dolayı yeni nesli kendinden uzaklaştırdı epeyce. Bunları yaşadık; ama başında takke Rap yapan yeni nesiller türedi. Papazlar dini ayinlerde bilgisayar kullanmaya başladılar. İmamlar camilerde futbol takımları kurmaya başladılar. Gelenekçi yazarlar araştırmalarını Google’den yapar oldular ve yazılarını dakttilo yerine bilgisayardan yazmaya başladılar. Artık yeni nesil tatmin olmak için yeni yeni ritüeller uydurmuyor. Yeniyi ve eskiyi birleştiriyor. Gri renge boyanıyor modernizm. Modernizm le gelenek entegre oluyor. Sanırım olması gereken de bu. Bekleyip durduğumuz buydu yıllardan beri. Tabi bu durum beraberinde uyduruk bir yaşam tarjı getirmemeli.Kuşakları yeniden birbirine kenetleyecek ılımlı bir sistem şeklende yapılmalı. Yoksa değerlerimizi de kaybederiz, kültürel birikimlerimizi de kaybederiz ve yeni nesli de büsbütün kaybederiz…
mevlüt karakaplan- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 37
Nerden : bitlis
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Ocak 30, 2012 12:40 am tarafından mustim5516
» Kolombiyalı İntikam Meleği: Colombiana 2011 Türkçe Dublaj BRRip Full indir
Ptsi Ocak 30, 2012 12:35 am tarafından mustim5516
» Comprare Viagra. posologia viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 4:25 pm tarafından Misafir
» Acquisto Viagra. opinioni cialis viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 12:26 pm tarafından Misafir
» Acquistare Viagra. acquistare sildenafil viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 5:07 am tarafından Misafir
» Bible students dating teachers. Online personals dating chemistry relationships.
Çarş. Ağus. 03, 2011 11:32 pm tarafından Misafir
» Oral Lab Drug Testing
Çarş. Ağus. 03, 2011 8:25 pm tarafından Misafir
» fish oil concentrate benefits
Çarş. Ağus. 03, 2011 3:02 pm tarafından Misafir
» More as chintzy as files
Çarş. Ağus. 03, 2011 12:46 am tarafından Misafir