Giriş yap
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Kimler hatta?
Toplam 18 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 18 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 286 kişi Ptsi Ekim 07, 2024 11:38 pm tarihinde online oldu.
Ramazan'da bire yedi yüz ve daha fazlası var
1 sayfadaki 1 sayfası
Ramazan'da bire yedi yüz ve daha fazlası var
Ramazan'da bire yedi yüz ve daha fazlası var
Her ay özel ve güzeldir. Ancak Ramazan ayı başka. Her ayda oruç tutulursa kabul edilir. Ancak Ramazan ayı başka. Her ayda zekât verilirse makbule geçer. Ancak Ramazan ayı başka...
Evet, Ramazan ayı başkadır. Çünkü diğer aylardaki iyilik ve ibadetlere bire on, belki bire yüz sevap söz konusu olabilir. Ancak Ramazan ayı öyle değildir. Onda bire yedi yüz ve daha fazlasından başlar sevaplar. Bunun içindir ki, zekâtlar da, fitreler de, diğer bütün iyilikler ve nafile ibadetler de bu ayda daha çok yerini bulur, diğer aylardan farklı bir yardımlaşma sağanağı görülür. Müminlerde uhrevî duygular bu ayda ve bugünlerde coşar, dünyanın faniliği, ahiretin bakiliği bu ayda daha çok düşünülür, daha şuurlu şekilde dini hayat yaşanır. Böyle kutsî günlerde âhiret istikbalini düşünen insanlar, oraya gitmeden daha çok tedbir alır, daha fazla hazırlık yaparlar... Ta ki, varınca orasını harap görmesin, mamur bulsunlar...
Nitekim sahabeden biri Resûl-i Ekrem Efendimiz (sas)?e gelip sorar:
- Yâ Resûlellah! Nedense ölümden hep ürküyor, ahirete ciddî bir meyil duyamıyorum! der. Şöyle açıklamada bulunur Allah Resûlü Efendimiz:
- Malın ve maddi imkanın varsa onlardan âhiret için harcama yap! Göreceksin ki, oraya ilgi duyacak, meyil hissedeceksin. Çünkü insan, malının bulunduğu yerden ayrılmak istemez. Senin malın ise hep buradadır. Oraya hiç göndermemişsin! Gönder de bak, gönlün oraya nasıl meylediyor, gör!..
Bundan dolayıdır ki, Süleyman bin Abdülmelik:
- Ahirete hiç meyil duymuyorum, acep nedendir? diye soran bir ehli dünyaya şöyle cevap vermiştir:
- Hep dünyamızı imar ediyoruz, âhiretimizi ise harap bırakıyoruz da ondan. İnsan mamur ettiği yerde kalmayı ister, harap bıraktığı yere gitmeyi arzulamaz!
Şu halde, kendimizi kontrol etmek kendi elimizdedir. Şayet âhirete içimizde bir meyil duyamıyorsak, bunun mânâsı açıktır. Malımızı hep buraya yığıyor, oraya bir şey gönderemiyoruz. Burası mamur, orası harap duruyor. İnsan ise harap ettiği yere gitmeyi istemez, imar ettiği yerde kalmayı arzular.
Öyle ise malımızı ve amelimizi önceden oraya, öylesine göndermeliyiz ki, içimizdeki meyil oraya kaymalı, oradaki malımızın ve amelimizin yanına gitme hissini duymalıyız!.. Maneviyat büyüklerinden Sehl bin Abdullah?a birileri itiraz mahiyetinde derler ki:
- Sen elinde avucunda ne varsa hep İslâm?a hizmet için harcıyor, geride bir şey bırakmıyorsun. Halbuki sen yaşlı bir adamsın. Bunlara ihtiyacın var!
Şöyle cevap verir Sehl:
- İyi ya, ben de yaşlılığımın gereğini yapıyorum. Artık ben yola çıkmış kimseyim. Akıllı yolcular mallarını bulundukları yere bırakmazlar, belki gidecekleri yere gönderirler. Ben de öyle yapıyorum. Burada bırakmıyor, oraya gönderiyorum. Ta ki, varınca ibadetlerimi, iyiliklerimi orada yanımda bulayım. Bana faydaları dokunsun. Bunun yanlış görülecek nesi var? Akıllılık gereğidir bu.
Büyüklerin hayat anlayışlarını okumak, üzerinde durup düşünmek ne güzel. İnsan kendi dünyasına işaretler bulur, kendi hayatına örnekler alır... Kendi çapında, varacağı yer için bir imar ve inşa hareketine girer.
Tabii, fırsatlar kaçmadan, imkânlar uçmadan. Bire bin sevap kazandıran Ramazan-i Şerif devresi de geçmeden!
Her ay özel ve güzeldir. Ancak Ramazan ayı başka. Her ayda oruç tutulursa kabul edilir. Ancak Ramazan ayı başka. Her ayda zekât verilirse makbule geçer. Ancak Ramazan ayı başka...
Evet, Ramazan ayı başkadır. Çünkü diğer aylardaki iyilik ve ibadetlere bire on, belki bire yüz sevap söz konusu olabilir. Ancak Ramazan ayı öyle değildir. Onda bire yedi yüz ve daha fazlasından başlar sevaplar. Bunun içindir ki, zekâtlar da, fitreler de, diğer bütün iyilikler ve nafile ibadetler de bu ayda daha çok yerini bulur, diğer aylardan farklı bir yardımlaşma sağanağı görülür. Müminlerde uhrevî duygular bu ayda ve bugünlerde coşar, dünyanın faniliği, ahiretin bakiliği bu ayda daha çok düşünülür, daha şuurlu şekilde dini hayat yaşanır. Böyle kutsî günlerde âhiret istikbalini düşünen insanlar, oraya gitmeden daha çok tedbir alır, daha fazla hazırlık yaparlar... Ta ki, varınca orasını harap görmesin, mamur bulsunlar...
Nitekim sahabeden biri Resûl-i Ekrem Efendimiz (sas)?e gelip sorar:
- Yâ Resûlellah! Nedense ölümden hep ürküyor, ahirete ciddî bir meyil duyamıyorum! der. Şöyle açıklamada bulunur Allah Resûlü Efendimiz:
- Malın ve maddi imkanın varsa onlardan âhiret için harcama yap! Göreceksin ki, oraya ilgi duyacak, meyil hissedeceksin. Çünkü insan, malının bulunduğu yerden ayrılmak istemez. Senin malın ise hep buradadır. Oraya hiç göndermemişsin! Gönder de bak, gönlün oraya nasıl meylediyor, gör!..
Bundan dolayıdır ki, Süleyman bin Abdülmelik:
- Ahirete hiç meyil duymuyorum, acep nedendir? diye soran bir ehli dünyaya şöyle cevap vermiştir:
- Hep dünyamızı imar ediyoruz, âhiretimizi ise harap bırakıyoruz da ondan. İnsan mamur ettiği yerde kalmayı ister, harap bıraktığı yere gitmeyi arzulamaz!
Şu halde, kendimizi kontrol etmek kendi elimizdedir. Şayet âhirete içimizde bir meyil duyamıyorsak, bunun mânâsı açıktır. Malımızı hep buraya yığıyor, oraya bir şey gönderemiyoruz. Burası mamur, orası harap duruyor. İnsan ise harap ettiği yere gitmeyi istemez, imar ettiği yerde kalmayı arzular.
Öyle ise malımızı ve amelimizi önceden oraya, öylesine göndermeliyiz ki, içimizdeki meyil oraya kaymalı, oradaki malımızın ve amelimizin yanına gitme hissini duymalıyız!.. Maneviyat büyüklerinden Sehl bin Abdullah?a birileri itiraz mahiyetinde derler ki:
- Sen elinde avucunda ne varsa hep İslâm?a hizmet için harcıyor, geride bir şey bırakmıyorsun. Halbuki sen yaşlı bir adamsın. Bunlara ihtiyacın var!
Şöyle cevap verir Sehl:
- İyi ya, ben de yaşlılığımın gereğini yapıyorum. Artık ben yola çıkmış kimseyim. Akıllı yolcular mallarını bulundukları yere bırakmazlar, belki gidecekleri yere gönderirler. Ben de öyle yapıyorum. Burada bırakmıyor, oraya gönderiyorum. Ta ki, varınca ibadetlerimi, iyiliklerimi orada yanımda bulayım. Bana faydaları dokunsun. Bunun yanlış görülecek nesi var? Akıllılık gereğidir bu.
Büyüklerin hayat anlayışlarını okumak, üzerinde durup düşünmek ne güzel. İnsan kendi dünyasına işaretler bulur, kendi hayatına örnekler alır... Kendi çapında, varacağı yer için bir imar ve inşa hareketine girer.
Tabii, fırsatlar kaçmadan, imkânlar uçmadan. Bire bin sevap kazandıran Ramazan-i Şerif devresi de geçmeden!
mustim5516- Mesaj Sayısı : 16777215
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Ocak 30, 2012 12:40 am tarafından mustim5516
» Kolombiyalı İntikam Meleği: Colombiana 2011 Türkçe Dublaj BRRip Full indir
Ptsi Ocak 30, 2012 12:35 am tarafından mustim5516
» Comprare Viagra. posologia viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 4:25 pm tarafından Misafir
» Acquisto Viagra. opinioni cialis viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 12:26 pm tarafından Misafir
» Acquistare Viagra. acquistare sildenafil viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 5:07 am tarafından Misafir
» Bible students dating teachers. Online personals dating chemistry relationships.
Çarş. Ağus. 03, 2011 11:32 pm tarafından Misafir
» Oral Lab Drug Testing
Çarş. Ağus. 03, 2011 8:25 pm tarafından Misafir
» fish oil concentrate benefits
Çarş. Ağus. 03, 2011 3:02 pm tarafından Misafir
» More as chintzy as files
Çarş. Ağus. 03, 2011 12:46 am tarafından Misafir