Giriş yap
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Kimler hatta?
Toplam 7 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 7 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 286 kişi Ptsi Ekim 07, 2024 11:38 pm tarihinde online oldu.
Ermeni meselesini kim bitirecekti
1 sayfadaki 1 sayfası
Ermeni meselesini kim bitirecekti
EMPERYALİZMİN NİYETİ
Tarih: Ocak 1919. İşgal İstanbul’undayız.
Müttefik kuvvetleri Osmanlı’nın payitahtına el koymuş olup baskı yaparak milletvekillerini, valileri, generalleri dahi tutuklatmaktadır. İstanbul’da İttihatçı avı başlamıştır. Özellikle Ermeni Soykırımı suçlamasına maruz kalanların şiddetle cezalandırılması için baskılar giderek artmaktadır. Henüz Mustafa Kemal’in Samsun’a doğru yola çıkmasına 4-5 ay vardır. İngilizler Anadolu’daki kıpırdanmalardan fena halde rahatsızdır. Gerekirse tekrar savaşı başlatmak yetkisiyle İstanbul’a gönderilen General Allenby Tevfik Paşa hükümetine sert bir ültimatom vermiştir. Bu şartlar altında görev yapamayacağını gören Tevfik Paşa da istifasını verir..
Ancak devir kaht-ı rical devridir, yani ehil adam kıtlığı çekilmektedir. Çaresiz, Vahdettin sadrazamlık mührünü yeniden Tevfik Paşa’ya uzatır. Paşa’nın önüne yine Ermeni iddiaları çıkartılacak ve suçluların cezalandırılması istenecektir. Meclis’te ikide bir İttihatçılara idam sesleri yükselmekte, Müttefik güçleri de alabildiğine sıkıştırmaktadır. Tevfik Paşa bu sefer kararlıdır: Yaygaralara son vermek için öyle bir adım atmalıdır ki, hem devlet üzerindeki şaibe bulutu ortadan kalksın, varsa suçlular adil bir şekilde yargılansın hem de tepelerinde Demokles’in kılıcı gibi sallandırılan bir beladan kurtulabilsin.
Bu amaçla 19 Şubat 1919’da tarafsız 5 Avrupa ülkesinin büyükelçiliğine mektup yazarak tehcir konusunu araştırmak amacıyla İstanbul’da toplanacak bir uluslararası mahkemeye iki yargıç göndermelerini ister. İşte Danimarka elçiliğine gönderdiği mektubun metni:
‘Danimarka Kraliyet Elçiliğince bilindiği üzere Osmanlı Hükümeti, savaş sırasında gerek Müslüman, gerekse Müslüman olmayan Osmanlı yurttaşlarının sürülmelerinden sorumlu olanlar hakkında adli kovuşturma açmış bulunmaktadır. Irk ve din ayrımı gözetmeksizin suçluları ortaya çıkarmak üzere hem İstanbul’da hem de illerde soruşturma komisyonları kurulmuştur. Bu sorunu yüksek hakkaniyet ve tarafsızlık etkisiyle aydınlatabilmek için Osmanlı Hükümeti adı geçen soruşturma komisyonları üyeliklerine tarafsız ülkeler yargıçları arasından seçilecek yabancı üyeler de katmaya karar vermiştir. Osmanlı Dışişleri Bakanı bu düşünceyle Danimarkalı iki yargıcın anılan komisyonlara atanması için Hükümeti nezdinde aracılık etmesini ve Danimarka Elçiliğinin cevabını tez elden bildirmesini Danimarka Kraliyet Elçiliğinden rica etmekle onur kazanır. Bu üyelerin yollukları ve öteki giderler tabii ki Hükümet-i Şahanece karşılanacaktır.’
ÇEŞİTLİ FIRILDAKLAR
Bilir misiniz, Tevfik Paşa’nın notasının ilgili ülkelerin dışişleri bakanlıklarına ulaştırılmaması için İngilizler nice fırıldaklar çevirmişlerdir. Neden peki? Çünkü Paşa, bu meselede onların ne kadar ikiyüzlü davrandığını göstermeye kararlıdır. Ermeniler umurlarında değildir. Emperyalistlerin asıl niyetleri gerçekleri ortaya çıkarmak değil, iddiaları bir çelik kasatura gibi böğrümüzde hissettirmektir. Bu yüzden Paşa’nın cüretkar hamlesi karşısında akla gelmedik entrikalara başvururlar.
Neler mi yaparlar? Sansür memurlarını harekete geçirmek suretiyle mektupların hiç olmazsa ilgili ülkelerin dışişleri bakanlıklarına ulaşmasını engellemeye çalışırlar, ki bunu tam olarak başaramamış, telgraflar Kopenhag, Lahey ve Madrit’e ulaşmıştır. Ardından çekilen telgrafların hiç olmazsa İsveç ve İsviçre’ye ulaşmaması için akla hayale gelmedik dolaplara girişeceklerdir.
Mesela şimdilerde Ermeni Soykırımı adına her sene bir anıt açan Fransa’yı, o yıllarda bu iddiaları bitirebilecek bu önemli girişimi bütün gücüyle engellemeğe uğraşırken görüyoruz. (İkiyüzlülüğün bu kadarı da fazla diyorsanız, yanılıyorsunuz çünkü dahası var.)
Fransa Kopenhag Büyükelçisini harekete geçirerek Osmanlı Hükümeti’nin isteğinin kabul edilmemesi, yani İstanbul’a yargıç gönderilmemesi uyarısında bulunur. Nitekim İngiliz-Fransız baskısı sonuç verecek ve Danimarka, Tevfik Paşa’nın davetini reddedecektir.
Sıra İspanyollara gelmiştir. Onların zaten İngiltere’den habersiz iş yapacak mecalleri yoktur. İspanya’nın Londra Büyükelçisi 28 Şubat’ta İngiliz Dışişleri Bakanlığının görüşünü almak için başvurduğunda kendisine şu sunturlu cevap verilir: Bu, barış konferansının işidir. Türkiye’nin çağrısının kabul edilmesi, barış konferansında muhtemelen alınacak tedbirlerle çelişecek ve ciddi komplikasyonlar yaratabilecektir.
Böylece Tevfik Paşa’nın bu ciddi girişimi amacına ulaşamayacak ve tarihi bir fırsat kaçırılacaktır. Ancak Paşa bir noktada hedefine ulaşmış sayılmalıdır. Ermeni Soykırımı iddialarını dillerine dolayanların göz yaşartıcı samimiyetlerini(!) ortaya sermiş ve kayıtlara geçirmeyi başarmıştır.
Bugün bize utanıp sıkılmadan tarihimizle yüzleşmemiz gerektiğini söyleyen devletler, o zaman uluslararası bir mahkeme huzurunda gerçekleşecek hesaplaşmayı göze alamamış ve dertlerinin Ermeniler değil, kendi çıkarları olduğunu cümleye ayan etmişlerdi.
Başkentinin işgal altında olduğu, ordu ve parlamentosuna kadar bütün kurumlarının denetim altına alındığı ve henüz şahitlerin anılarının canlı olduğu bir ortamdaki yargılama nasıl sonuçlanırdı bilinmez. Ama en azından Türkiye’nin bir hafıza çalışması yapmaya açık olduğu ve bunu, güçlü ve avantajlı olduğu bir ortamda değil, en zayıf ve işgal altında bulunduğu, dolayısıyla en dezavantajlı zamanında istediği göz önünde bulundurulursa geleceğin tarihçilerini kandırmak pek kolay olmayacaktı.
Ermeniler’e uzanan dostluk eli
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın soykırım iddialarını her iki tarafın tarihçilerinin çözmesi önerisine gerek Ermenistan gerekse diaspora itibar etmemişti.
Wilson’ın haritası
1913’ten 1921’e kadar iktidarda kalan ABD Başkanı Wilson daha çok 8 Ocak 1918’de ilan ettiği ‘14 Noktası’yla tanınır. 12. nokta, Osmanlı topraklarında Türk çoğunluğun yaşadığı bölgenin Türkler’e verilmesini istemiş, bu da Misak-ı Milli’mizin hukuki temelini oluşturmuştur. Ancak Başkan Wilson’un bir başka planı daha vardı. 21 Ocak 1918’de Paris Barış Konferansı’na giderken yanında bir program ve yanda gördüğünüz Türkiye’nin parçalanmasını öngören haritayı da götürmüştü. Giresun’dan başlayıp Sivas, Maraş, Adana, Mersin, Van, Kars ve Ağrı’yı da içine alan büyük Ermenistan haritasıydı bu. Bu harita tarihe, Wilson’ın Ermenistan’ı olarak geçti.
Tarih: Ocak 1919. İşgal İstanbul’undayız.
Müttefik kuvvetleri Osmanlı’nın payitahtına el koymuş olup baskı yaparak milletvekillerini, valileri, generalleri dahi tutuklatmaktadır. İstanbul’da İttihatçı avı başlamıştır. Özellikle Ermeni Soykırımı suçlamasına maruz kalanların şiddetle cezalandırılması için baskılar giderek artmaktadır. Henüz Mustafa Kemal’in Samsun’a doğru yola çıkmasına 4-5 ay vardır. İngilizler Anadolu’daki kıpırdanmalardan fena halde rahatsızdır. Gerekirse tekrar savaşı başlatmak yetkisiyle İstanbul’a gönderilen General Allenby Tevfik Paşa hükümetine sert bir ültimatom vermiştir. Bu şartlar altında görev yapamayacağını gören Tevfik Paşa da istifasını verir..
Ancak devir kaht-ı rical devridir, yani ehil adam kıtlığı çekilmektedir. Çaresiz, Vahdettin sadrazamlık mührünü yeniden Tevfik Paşa’ya uzatır. Paşa’nın önüne yine Ermeni iddiaları çıkartılacak ve suçluların cezalandırılması istenecektir. Meclis’te ikide bir İttihatçılara idam sesleri yükselmekte, Müttefik güçleri de alabildiğine sıkıştırmaktadır. Tevfik Paşa bu sefer kararlıdır: Yaygaralara son vermek için öyle bir adım atmalıdır ki, hem devlet üzerindeki şaibe bulutu ortadan kalksın, varsa suçlular adil bir şekilde yargılansın hem de tepelerinde Demokles’in kılıcı gibi sallandırılan bir beladan kurtulabilsin.
Bu amaçla 19 Şubat 1919’da tarafsız 5 Avrupa ülkesinin büyükelçiliğine mektup yazarak tehcir konusunu araştırmak amacıyla İstanbul’da toplanacak bir uluslararası mahkemeye iki yargıç göndermelerini ister. İşte Danimarka elçiliğine gönderdiği mektubun metni:
‘Danimarka Kraliyet Elçiliğince bilindiği üzere Osmanlı Hükümeti, savaş sırasında gerek Müslüman, gerekse Müslüman olmayan Osmanlı yurttaşlarının sürülmelerinden sorumlu olanlar hakkında adli kovuşturma açmış bulunmaktadır. Irk ve din ayrımı gözetmeksizin suçluları ortaya çıkarmak üzere hem İstanbul’da hem de illerde soruşturma komisyonları kurulmuştur. Bu sorunu yüksek hakkaniyet ve tarafsızlık etkisiyle aydınlatabilmek için Osmanlı Hükümeti adı geçen soruşturma komisyonları üyeliklerine tarafsız ülkeler yargıçları arasından seçilecek yabancı üyeler de katmaya karar vermiştir. Osmanlı Dışişleri Bakanı bu düşünceyle Danimarkalı iki yargıcın anılan komisyonlara atanması için Hükümeti nezdinde aracılık etmesini ve Danimarka Elçiliğinin cevabını tez elden bildirmesini Danimarka Kraliyet Elçiliğinden rica etmekle onur kazanır. Bu üyelerin yollukları ve öteki giderler tabii ki Hükümet-i Şahanece karşılanacaktır.’
ÇEŞİTLİ FIRILDAKLAR
Bilir misiniz, Tevfik Paşa’nın notasının ilgili ülkelerin dışişleri bakanlıklarına ulaştırılmaması için İngilizler nice fırıldaklar çevirmişlerdir. Neden peki? Çünkü Paşa, bu meselede onların ne kadar ikiyüzlü davrandığını göstermeye kararlıdır. Ermeniler umurlarında değildir. Emperyalistlerin asıl niyetleri gerçekleri ortaya çıkarmak değil, iddiaları bir çelik kasatura gibi böğrümüzde hissettirmektir. Bu yüzden Paşa’nın cüretkar hamlesi karşısında akla gelmedik entrikalara başvururlar.
Neler mi yaparlar? Sansür memurlarını harekete geçirmek suretiyle mektupların hiç olmazsa ilgili ülkelerin dışişleri bakanlıklarına ulaşmasını engellemeye çalışırlar, ki bunu tam olarak başaramamış, telgraflar Kopenhag, Lahey ve Madrit’e ulaşmıştır. Ardından çekilen telgrafların hiç olmazsa İsveç ve İsviçre’ye ulaşmaması için akla hayale gelmedik dolaplara girişeceklerdir.
Mesela şimdilerde Ermeni Soykırımı adına her sene bir anıt açan Fransa’yı, o yıllarda bu iddiaları bitirebilecek bu önemli girişimi bütün gücüyle engellemeğe uğraşırken görüyoruz. (İkiyüzlülüğün bu kadarı da fazla diyorsanız, yanılıyorsunuz çünkü dahası var.)
Fransa Kopenhag Büyükelçisini harekete geçirerek Osmanlı Hükümeti’nin isteğinin kabul edilmemesi, yani İstanbul’a yargıç gönderilmemesi uyarısında bulunur. Nitekim İngiliz-Fransız baskısı sonuç verecek ve Danimarka, Tevfik Paşa’nın davetini reddedecektir.
Sıra İspanyollara gelmiştir. Onların zaten İngiltere’den habersiz iş yapacak mecalleri yoktur. İspanya’nın Londra Büyükelçisi 28 Şubat’ta İngiliz Dışişleri Bakanlığının görüşünü almak için başvurduğunda kendisine şu sunturlu cevap verilir: Bu, barış konferansının işidir. Türkiye’nin çağrısının kabul edilmesi, barış konferansında muhtemelen alınacak tedbirlerle çelişecek ve ciddi komplikasyonlar yaratabilecektir.
Böylece Tevfik Paşa’nın bu ciddi girişimi amacına ulaşamayacak ve tarihi bir fırsat kaçırılacaktır. Ancak Paşa bir noktada hedefine ulaşmış sayılmalıdır. Ermeni Soykırımı iddialarını dillerine dolayanların göz yaşartıcı samimiyetlerini(!) ortaya sermiş ve kayıtlara geçirmeyi başarmıştır.
Bugün bize utanıp sıkılmadan tarihimizle yüzleşmemiz gerektiğini söyleyen devletler, o zaman uluslararası bir mahkeme huzurunda gerçekleşecek hesaplaşmayı göze alamamış ve dertlerinin Ermeniler değil, kendi çıkarları olduğunu cümleye ayan etmişlerdi.
Başkentinin işgal altında olduğu, ordu ve parlamentosuna kadar bütün kurumlarının denetim altına alındığı ve henüz şahitlerin anılarının canlı olduğu bir ortamdaki yargılama nasıl sonuçlanırdı bilinmez. Ama en azından Türkiye’nin bir hafıza çalışması yapmaya açık olduğu ve bunu, güçlü ve avantajlı olduğu bir ortamda değil, en zayıf ve işgal altında bulunduğu, dolayısıyla en dezavantajlı zamanında istediği göz önünde bulundurulursa geleceğin tarihçilerini kandırmak pek kolay olmayacaktı.
Ermeniler’e uzanan dostluk eli
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın soykırım iddialarını her iki tarafın tarihçilerinin çözmesi önerisine gerek Ermenistan gerekse diaspora itibar etmemişti.
Wilson’ın haritası
1913’ten 1921’e kadar iktidarda kalan ABD Başkanı Wilson daha çok 8 Ocak 1918’de ilan ettiği ‘14 Noktası’yla tanınır. 12. nokta, Osmanlı topraklarında Türk çoğunluğun yaşadığı bölgenin Türkler’e verilmesini istemiş, bu da Misak-ı Milli’mizin hukuki temelini oluşturmuştur. Ancak Başkan Wilson’un bir başka planı daha vardı. 21 Ocak 1918’de Paris Barış Konferansı’na giderken yanında bir program ve yanda gördüğünüz Türkiye’nin parçalanmasını öngören haritayı da götürmüştü. Giresun’dan başlayıp Sivas, Maraş, Adana, Mersin, Van, Kars ve Ağrı’yı da içine alan büyük Ermenistan haritasıydı bu. Bu harita tarihe, Wilson’ın Ermenistan’ı olarak geçti.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Ocak 30, 2012 12:40 am tarafından mustim5516
» Kolombiyalı İntikam Meleği: Colombiana 2011 Türkçe Dublaj BRRip Full indir
Ptsi Ocak 30, 2012 12:35 am tarafından mustim5516
» Comprare Viagra. posologia viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 4:25 pm tarafından Misafir
» Acquisto Viagra. opinioni cialis viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 12:26 pm tarafından Misafir
» Acquistare Viagra. acquistare sildenafil viagra generico
Perş. Ağus. 04, 2011 5:07 am tarafından Misafir
» Bible students dating teachers. Online personals dating chemistry relationships.
Çarş. Ağus. 03, 2011 11:32 pm tarafından Misafir
» Oral Lab Drug Testing
Çarş. Ağus. 03, 2011 8:25 pm tarafından Misafir
» fish oil concentrate benefits
Çarş. Ağus. 03, 2011 3:02 pm tarafından Misafir
» More as chintzy as files
Çarş. Ağus. 03, 2011 12:46 am tarafından Misafir